ÖZEL HABER / Ceren AKYIL / Mehmet Rumet SOYLU / Veli BALTACI
Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi, her gün onlarca hayvana umut oluyor. Mevcut 350-500 metrekarelik alanda yılda 10 ila 15 bin arasında hasta kabul eden hastane, fiziki yetersizliklere rağmen Türkiye’nin dört bir yanından gelen hasta hayvanlara kapılarını açıyor. Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sadık Yayla, gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e verdiği demeçte mevcut hastanenin kapasitesini ve yapım aşamasında olan yeni hastanenin detaylarını anlattı.
“GÜNLÜK 40, YILLIK 10-15 BİN HASTA SAYISINA ULAŞTIK”
Yayla, mevcut hayvan hastanesinin cerrahi, doğum, jinekoloji ve iç hastalıkları ana bilim dalı olmak üzere birçok polikliniğe sahip olduğunu belirterek, “Gün içerisinde bazen 40’ın üzerinde hastaya müdahale etmekteyiz ve yıllık 10-15 bin bandına ulaştık. Hasta potansiyelimiz daha çok kedi ve köpek. Özellikle pandemiden sonra evde bakılan kedi sayısında tüm Türkiye’de olduğu gibi Diyarbakır’da da ciddi bir artış oldu. Bununla birlikte Diyarbakır Türkiye’deki Sığır varlığı açısından 5’inci, Manda varlığı açısından 2’nci, Koyun ve keçi varlığı açısından ise 3’üncü sırada yer alıyor. Bu da bizim öğrencilerimizin daha donanımlı, iyi bir mesleki bilgi ve beceriye sahip olarak yetişmesi açısından önemli bir coğrafyada olduğumuzu gösteriyor” dedi.
“YENİ HASTANE PROJESİ ULUSLARARASI KRİTERLERE GÖRE ÇİZİLDİ”
Yeni projeyle birlikte bu yoğunluğa çok daha güçlü bir altyapıyla cevap vereceklerinin altını çizen Yayla, “Mevcut hastanemiz 350-500 metre kare arasında fiziki şartlara sahip ve bize yetmiyor artık. Yıl içerisinde baktığımız hasta sayısı da çok arttığı için akreditasyon açısından önemsediğimiz hususlardan biri de hayvan hastanesiydi. Yeni hayvan hastanemizin projesi geçtiğimiz yıllarda desteklenmeye başladı. 2026 yılında Haziran ayında teslimi olacak şekilde inşaatı devam ediyor. 5 bin metre kare alana sahip olup 7 tane ameliyathane barındıracak. At için özel donanımlı alanlar, sığır, buzağı, kedi ve köpekler için ayrı alanlar olacak. Steril yeşil alan olarak bizim belirlediğimiz ayrı koridorlara sahip olacak. Bunun dışında emar, tomografi gibi ileri görüntüleme dediğimiz hizmet sunacağımız alanlara yönelik de tüm alt yapıları titizlikle dikkat edilerek uluslararası düzeydeki kriterler sağlanarak projesi çizildi. Ana hatlarıyla her şey tamam fakat teknolojinin gerektirdiği yeni şeylere de ihtiyaç duyacağızdır” diye konuştu.
“YENİ HASTANEMİZDE YATAN HASTALARIMIZ OLACAK”
Yayla, hastaneye getirilen hastaların teşhis aşamalarını anlatarak, şöyle devam etti:
“Bahsettiğim detayların hepsi aslında buradaki hastanemizde de mevcut. Burada çok güzel envanterlerimiz var. Öncelikle hasta geldiğinde veteriner hekim arkadaşlarımız birebir muayene ederek bakıyorlar. Daha sonra ilgi alana yönlendiriliyor. Ana bilim dalının öğretim üyesi asistanlarıyla birlikte muayene ediyorlar. Teşhis konulduktan sonra da tedavi işlemleri başlatılıyor. Bu binamızda yatan hastamız yok. Yeni hayvan hastanemizle birlikte yatan hastalarımızda olacak. En büyük eksikliklerimizden birisi de yatan hastamızın olamayışıydı. Her ne kadar kontrollü ilerletmeye çalışsakta yatan hasta konusunda zorlanıyoruz. Yoğun bakım kabinlerimizde tutsakta zorlandığımız noktalardan bir tanesi de bu. Yatak sayısı bakımından, Kedi köpek için 40-50, sığır ve at için ise 10’un üzerinde bir kapasitemiz olacak. Özellikle deprem sonrasında bölge şehirlerden de zaman zaman hastalar getiriliyor. Bazen yurt dışından getirildikleri de oluyor. Yurt dışında olan Diyarbakırlı vatandaşlar geldiklerinde güvenle getirip çok mutlu olduklarını ifade ettiler.”
BÜYÜKBAŞ VE ÇİFTLİK HAYVANLARINA HİZMET
Hastanenin sadece kedi ve köpeklerle sınırlı kalmayıp büyükbaş ve çiftlik hayvanlarına da etkin şekilde hizmet verdiğini ifade eden Yayla, “Büyük hayvan dediğimiz inek, at ve benzeri hayvanlarda da fizyoloji dışında veya çeşitli patolojilere sahip olup hastalanabiliyorlar. Bölge yetiştiriciler bizleri biliyorlar. Bazen numune veya kan örnekleri de getirebiliyorlar. Kendi veteriner hekimleri veya bakanlığa ait veteriner hekimler bu alana yönlendiriyorlar. Kan ve numune üzerinden teşhise gidilebiliyor bazen de doğrudan hayvanı getirip ona yönelik ne gerekiyorsa tedavisi kurumumuzda sağlanıyor. Bazen alışık olmadığımız deve gibi hayvanlarda getiriliyor. Sürpriz vakalar da eksik olmuyor. Özellikle Siverek ve Urfa taraflarında yaygın olmasa da bulunan deve yetiştiriciliği sayesinde zaman zaman develer de hastaneye getiriliyor. Aynı şekilde deve kuşları da bölgedeki çiftlik sayısının artmasıyla birlikte hastanede tedavi altına alınan hayvanlar arasında yer alıyor. Diyarbakır, kanatlı hayvancılıkta da dikkat çekici bir konumda. Hindi yetiştiriciliği, bölgede ciddi bir potansiyele sahip. Fakülte, bu alanda faaliyet gösteren modern hindi işletmeleriyle iş birliği protokolleri imzalayarak hem akademik hem de uygulamalı düzeyde dayanışma sağlıyor. Öğrenciler zaman zaman bu işletmelere saha gezileriyle yönlendiriliyor, işletme temsilcileri de üniversiteyle bilgi ve deneyim paylaşımı içinde oluyor” dedi.
“FİZİK TEDAVİ VE DİŞ ÜNİTESİ KURULDU”
Yayla mevcut hastanede hasta bakım teknolojilerinin daha iyi kullanılması için 2 yeni ünite kurduklarını belirterek, “Yeni uygulamalar olarak son 1 yıl içerisinde fizik tedavi ünitesini kurduk. Fizik tedavisindeki amaç özellikle ortopedik ameliyatlar geçirdikten sonra veya uzun süre bandajda hareketsiz kalan hayvanlarda, ilgili ekstremite kas atrofisi veya gelişimindeki geriliğe bağlı olarak gelişen durumları çözmek, kasları güçlendirmek ve kas iskeletine destek olmak adına kuruldu. En önemlisi hayvan sahiplerinden olumlu dönüşler alıyoruz. İkinci ünitemiz olan diş ünitesi ise son 1 ay içerisinde hayata geçti. Burada da her bir hayvanın kendi dişine ait röntgenini çekebiliyoruz. Dolayısıyla bize doğru tanı koyma şansı yaratıyor. İmplant, kanal, dolgu tedavisi, ya da dişin etrafındaki yumuşak dokuların hastalıklarına doğrudan başarılı bir şekilde tedaviye imkan sunmuş oluyor” diye konuştu.